İŞÇİ TARAFINDAN ALINAN SAHTE RAPOR NEDENİYLE İŞ AKDİNİN FESHİ
Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi denir.
İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir.
İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçi tarafından işveren yanıltılabilmektedir. İşçinin aldığı sağlık raporunun gerçeğe aykırı olduğu gerekçesiyle rapora itiraz mümkündür. Yapılan itiraz sonucunda verilen raporun hakem hastane sağlık kurulu tarafından raporda belirtilen hastalığının veya rahatsızlığının olmadığı yönünde karar verilirse, 4857 sayılı İş Kanununun “İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı” başlıklı 25/II-e maddesi “İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması” hükmüne istinaden işveren işçinin sözleşmesini haklı olarak feshedebilir, ihbar süresine uymadan, ihbar ve kıdem tazminatı ödemek zorunda kalmadan gerçeğe aykırı rapor alan çalışanını haklı nedenle işten çıkarabilir.
Çalışanın gerçeğe aykırı rapor alması da işverenin güvenini kötüye kullanmak, doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış kapsamına girmektedir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2016/17532 Esas ve 2017/12196 Karar sayılı kararında özetle;
Davacının istirahat raporu aldığı dönemde Giresun iline gittiği ve orada plajda tatil kıyafetleri ile çekilmiş fotoğraflarını paylaştığı, bu durumun, kullanılan istirahat raporunun gerçeğe aykırı olduğunun açık delili olduğu, raporlu olduğunu bildiren işçinin raporun aksine tatile gitmesinin doğruluk ve bağlılığa aykırı olduğu haklı fesih için yeterli olduğu ifade edilmiştir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2018/5003 Esas ve 2021/159 Karar sayılı kararına konu olayda da istirahat raporu almış olan işçisinin raporlu olduğu tarihte sosyal medyada kendisiyle birlikte aynı doktordan rapor almış olan diğer şirket çalışanı ile birlikte “Karadeniz turu başlasın, biz yaşayalım siz dedikodusunu yaparsınız” yazısıyla Bolu Abant yolunda olduğunu belirten paylaşımlarda bulunduğunu öğrenmesi üzerine işveren, söz konusu işçisini gerçeği yansıtmayan bir rapor alarak güvenini kötüye kullandığı ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunduğu gerekçesi ile İş Kanununun 25/II-e maddesine istinaden tazminatsız olarak işten çıkarmış, işçi haksız olarak işten çıkarıldığı gerekçesiyle ve ihbar-kıdem tazminatının ödenmesi talebiyle İş Mahkemesinde dava açmış, İş Mahkemesi işvereni haklı bularak işçinin talebini reddetmiş, bu karara karşı da İstinaf Mahkemesine itirazda bulunmuş, İstinaf Mahkemesi ise işvereni haksız bularak İş Mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve işçinin ihbar – kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar vermiş, bunun üzerine İstinaf Mahkemesi kararına karşı işveren Yargıtay’a itirazda bulunmuş, bu itiraz üzerine işveren tarafından gerçekleştirilen feshin haklı sebebe dayandığını, işçinin kıdem ve ihbar tazminat taleplerinin reddi gerektiğini belirtmiştir.
Av. Mustafa KAPTAN
Bir yanıt bırakın