Dünya tarihinde pek çok büyük felaket görüldü. Binlerce insanı katleden diktatörler, hiç acıması olmayan komutanlar, işkenceciler ve seri katiller. Ama hiçbiri Thomas Midgley kadar dünyaya zarar vermedi.
1889 yılında ABD’de dünyaya gelen Thomas Midgley çocukluğu boyunca kimya ve makine mühendisliğine ilgi duyuyor ve babası gibi bir bilim adamı olmak istiyordu. Ama bilimi sadece para kazanma aracı olarak görünce hâlâ etkisinden kurtulamadığımız, dünyayı değiştiren birçok büyük felakete yol açtı.
1920’de buzdolabı üreten soğutucu firmalar zarar ediyordu. Thomas Midgley bu sektördeki para kazanma potansiyelini gördü ve bu alanda çalışmaya başlayınca, ısıyı emme özelliği olan kloroflorokarbon gazını keşfetti. Üretim maliyetinin düşük olması ve kararlı yapısı nedeniyle bu gaz özellikle soğuma sektöründe bir numara haline geldi. Deodorant, klima ve buzdolaplarında sıklıkla kullanılmaya başlayınca dünyada bu gazın girmediği ev kalmadı.
Buluşu için kimyasal endüstri birliği Thomas Midgley’e onur madalyası verdi ama insanlık kısa bir süre içerisinde fark edecekti ki hızla yayılan bütün bu kloroflorokarbon gazları sadece 10 yıl içerisinde dünya atmosferinin koruyucu ozon tabakasının %4’ünü yok etmiş ve yok etmeye devam etmekteydi. Gazın kullanımı 50 yıl sonra yani 1970’lerde yasaklanmış olsa da etkileri sadece dünya atmosferini yok etmekle kalmadı.
Dünyadaki bütün insanların solunum yoluyla vücutlarına da nüfus etmişti. Ozon tabakasına ve tüm dünya nüfusunun vücudunda açılan bu hasarı düzeltmek, bugün bile ne yazık ki mümkün değildir.
Yine 1920’li yıllarında farklı bir keşifle gündeme gelen Thomas Midgley, bu sefer tetraetil kurşunu benzine eklemenin verimi artırdığını buldu. Amerikan Kimya Cemiyeti keşfi için ona 1923 Nichols Madalyası verdi. Büyük otomobil firmaları da daha güvenli yollar olmasına rağmen düşük maliyet ve yüksek verim nedeniyle Thomas Midgley’in patentini kullanmayı tercih ettiler. Thomas Midgley’da ilk iş olarak bir tetraetil fabrikası kurdu. Thomas Midgley zengin olurken fabrikadaki işçilerde kurşun zehirlenmesi ve ölümler görülmeye başlandı. Zehirlenen işçiler işten çıkarılarak olaylar örtbas edildi. Ama 1923 yılında zehirlenen kişi Thomas Midgley’nin kendisi olunca: “Anladım ki ciğerlerim bir türlü etkilendi. Bütün işi bırakıp temiz hava almak zorundayım” diyerek Miami’ye gezintiye gitti.
Ancak tüm dünyada otomotiv sektörü, Thomas Midgley’in zehrine milyon dolarlık yatırım yapmış, bütün araçlar tetraetil kurşunla üretilmişti. Pazarlama kampanyaları da tamamen bu yönde kurulmuştu. Öyle ki, tetraetil kurşunun sağlık kaynağı olduğu reklamları her yerdeydi. Artık tüm dünyadaki neredeyse bütün motorlu araçlar on yıllarca çevreye tetraetil kurşun zehri yayıyordu. Uluslararası tepkiler de büyümeye başlamıştı. Thomas Midgley ise fabrikasını kurtarabilmek için bir basın toplantısı düzenledi ve tetraetil kurşun kullanımının zararsız olduğunu gösterebilmek için eline bir miktar dökerek 1 dakika boyunca, bir kovanın içindeki çeşitli kimyasalları soludu. Fabrikaları geç de olsa kapatılmaya başladı.
Tetraetil kurşun bir kere Thomas Midgley yüzünden insanlığın kanına karışmış olduğu için bugün kalıtımsal olarak bize de bulaşmıştır ve vücudumuzdaki kurşun miktarı bir önceki yüzyılda yaşayan insanlara göre 625 kat daha fazladır.
Bu sadece vücudumuza değil, psikolojimize de etki etti. Kurşun, bir nörotoksindir. Kısa süreliğine maruz kalmak bile zeka seviyesinde düşüşe ve asosyal davranış yaygınlığında artışa sebep olur. Thomas Midgley’in, bütün insanların ortalama IQ puanını, havaya saldığı kurşun yüzünden 5 puan kadar düşürdüğü söylenmektedir.
Fordham Üniversitesi‘nin yaptığı araştırmalarda tetraetil kurşunun, insan kanına karışmaya başladığı yıllarda birçok ülkede kurşun miktarına bağlı olarak insanlığın işlediği cinayet ve şiddet suçlarında inanılmaz bir artış olduğu görülmüştür.
Çevre tarihçisi John Mcneill: “Dünya tarihinde hiçbir canlı, çevreye ve canlılara karşı Midgley kadar zarar vermedi” demiştir. Bir nedenden yatalak hale gelen Thomas Midgley’in son buluşu ise sadece kendisine zarar verdi. Kendisini yatak da hareket ettirmesi için tasarladığı makinenin makaraları kontrol dışına çıkarak tek başına ozon tabakasını yok eden ve yine tek başına tüm dünya nüfusunun hepsini zehirleyen Thomas Midgley’in boğazına takılmış ve onu boğarak öldürmüştür.
Alıntı: Kaynak: @karanliktarih
Bir yanıt bırakın