TÜRKLERE MİLLİYET FARKIYLA PAHALIYA GELEN TATİL: TÜRKİYE
Geçtiğimiz günlerde Antalya’da bir otelin, müşterisinden “Milliyet Farkı” adı altında ekstra ücret tahsil etmesi ülke gündeminde epey konuşuldu. Uygulamanın mağduru olan vatandaşımız haksızlığa uğradığını düşünerek konuyu halihazırda ülkemizde adalete erişmede en hızlı yol olan sosyal medyaya taşıdı. Nitekim başarılı da oldu. Toplumu tümden rahatsız eden bu durum sebebiyle, Devlet olaya derhal bakanlık düzeyinde dahil oldu ve müşteriye parasının iadesinin sağlanmasıyla birlikte otel işletmesine bakanlık tarafından idari para cezası uygulandı. Ancak müşteriye verilen ödeme belgesinde yazanlar koca bir milletin gururunu incitmişti bir kere: “120 EURO MİLLİYET FARKI KARŞILIĞINDA TAHSİL EDİLDİ”
Şu ifadelere duygusal yaklaşmamak elde değil. Özellikle içinde bulunduğumuz ekonomik darlığa rağmen bir kısım malların (Türk malları dahil) diğer ülkelere göre döviz bazında Türkiye’de çok çok daha pahalıya satıldığını gördüğümüz, yabancı firmaların ayıplı ürünlerinden dert yakınan Türk insanına karşı umursamaz tavırlarına şahit olduğumuz, bir yandan fırsatçılar diğer yandan fahiş fiyatlar öte yandan stokçularla mücadele etmeye çalıştığımız, tüketicinin yüksek enflasyon altında ezildiği bu günlerde bu olay koca bir milletin şimşeklerini üzerine çekti. Pek çoğumuzun aklına usta şair Necip Fazıl’ın, Türk Milletinin kaderini ifade etmeye çalıştığı Sakarya Türküsünden şu mısralar geldi:
“Vicdan azabına eş,
kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin,
öz vatanında parya!”
Konu hala sıcaklığını korurken etrafımıza şöyle bir kulak kabarttığımızda, bu olayın münferit olmadığını, bu ve benzeri uygulamaların sektörel bir sorun olduğunu, farklı otellerin farklı mağdurlarının olduğunu anladık. Medya kuruluşları, turizm sektöründen ve tüketici derneklerinden yetkin isimleri konuk alarak neler olduğunu, arka planında yatan nedenleri anlamaya çalışırken bir yandan da vatandaşa karşı bir haksızlık varsa bunun önlenebilmesi için üzerlerine düşeni yapmaya gayret ettiler. Tüketici Konfederasyonu olarak, tüketiciyi ilgilendiren her konuda olduğu gibi bu konuda da vatandaşımızın ve tüketicinin hakkını koruyabilmek adına elimizden geleni yapmaya gayret ediyoruz.
Yaşanan olayla ilgili Devletimizin ilgili kurum-kuruluşları hızlı refleks gösterdiler ve Bakanlık tarafından yapılan soruşturmayı idari para cezası takip etti. Yine Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) da konunun bir ayrımcılık olduğu yönünde açıklama yayımlayarak konuyu yakından takip ettiklerini bildirdi.1 İşbu olayda re’sen harekete geçen ve hızlı refleks gösteren idarenin gelecekteki tavırlarını tabi ki yine vatandaşlarımızın performansı belirleyecektir. Bu noktada, benzeri bir sorunla karşı karşıya kalmaları halinde vatandaşlarımızın neler yapabileceklerini yazımızın devamında anlatmaya gayret edeceğiz.
Yazımızda kısaca sektörden temsilcilerin beyanlarına da yer vermek isteriz. Olayın yaşandığı otel işletmesi konunun bir yanlış anlaşılmadan ibaret olduğunu, bölgesel ve dönemsel kampanyalar nedeniyle bu tür fiyat farklarının oluşabildiğini ifade etti. Sektörden yetkililerin açıklamalarına göre özellikle farklı bölgelerden farklı acentalarla yapılan anlaşmalar nedeniyle bu tür farklılıkların olabildiğini ifade ettiler. Yine de bu açıklamanın, aynı tarihte aynı zaman dilimi için yapılan rezervasyonlarda yerli turistin yabancı turistten ayrılmasına ve aynı hizmetin ona daha pahalı olacak şekilde sunulmasına bahane olamayacağını ve bunun bir ayrımcılık olduğunu belirtmek isteriz.
Öncelikle hukuk düzenimize hâkim olan sözleşme serbestisi ilkesini anmamız gerekir. Her ne kadar özel hukuk kişileri aralarında yapacakları sözleşmelerinin şartlarını tayinde serbest olsalar da bu serbestliğin belirli sınırları vardır. Özellikle konu tüketici olunca Devletin üzerine tüketiciyi koruma yönünde anayasal bir sorumluluk yüklenir. Yine ayrımcılığa karşı gereken önlemleri almak Devletin uluslararası sözleşmelerle ve Anayasa ile yükümlendiği görevlerden biridir. Sözleşme serbestisi ilkesi, hiç kimseye, aynı mal veya hizmeti kişilerin milliyetine göre farklı fiyatlandırma hakkı vermez. Esasında TİHEK’in aşağıdaki URL adresine yer verdiğimiz açıklaması konuyu pek iyi aydınlatmaktadır.
Peki otel fiyatları neye göre belirlenir? İşletmeler ‘serbest piyasa’ ekonomisinin ardına sığınıp fiyatları istedikleri gibi belirleyebilirler mi? Fiyatlarda kanuni üst hadler var mı? Vatandaş kendisinden olması gerekenden fazla ücret alındığı iddiasında olursa ne yapabilir? Vatandaş bir ayrımcılığa maruz kalırsa ne yapabilir?
Muhakkaktır ki ülkemizde serbest piyasa ekonomisi hüküm sürmektedir. Bunun yanında ülkemizde otel işletmeciliğinde bir tekelleşme yoktur. Tekelleşme yoksa rekabet vardır. Rekabetçi ortamda her işletme kendi mallarını ve hizmetlerini daha geniş kitlelere ulaştırabilmek, faaliyetlerini optimum düzeye taşıyabilmek, daha fazla karlılığa ulaşabilmek adına yine rekabetçi fiyatlandırmalar yapmak durumundadır. Bu durum piyasanın bir gerçeğidir. Ancak yine de 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu ve bu kanuna dayanılarak çıkarılan mevzuat kapsamında fiyat tariflerinin hazırlanması ve onaylanmasında Devletin müdahalesi vardır.
2634 sayılı Kanunun 10’uncu maddesinde “Belgeli işletmelerin uygulayacakları fiyat tarifelerinin hazırlanması ve onaylanmasına ilişkin genel ilkeler Bakanlıkça belirlenir” hükmü yer almaktadır. Bu hükme dayanılarak Kültür ve Turizm Bakanlığınca çıkartılan Belgeli İşletmelerin Uygulayacakları Fiyat Tarifelerinin Hazırlanması ve Onaylanmasına İlişkin Genel İlkeler Hakkında Tebliğ (Tebliğ No: 2008/2)’e göre de bir kısım fiyatlandırma esasları mevcuttur. Bu tebliğe göre işletmeler gerçekçi ve pazarlanabilir olması koşuluyla fiyatları serbestçe belirleyebilirler. Fiyat tarifeleri onay için İl Kültür ve Turizm Müdürlüklerine sunarlar. Tarifeleri uygun görülürse onaylanır ve işletmeler o yıl içinde belirledikleri ve onaylanan bu fiyatlar üzerinden hizmet verirler. Her ne kadar hukuki gerekçesi kamuoyuna açıklanmamış olsa da zannımızca Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında bahsi geçen otele uygulanan idari para cezasının hukuki dayanağı bu paragrafta bahsettiğimiz tarifeye aykırılık olmuştur. 2634 sayılı Kanunun ‘Para Cezaları’ başlıklı maddesine göre; onaylı fiyat tarifelerinin üzerinde fiyat uygulanması halinde fazladan alınan ücretin yirmi katı idari para cezası uygulanır.
Peki madem ortada onaylanmış bir tarife varsa aynı otelin fiyatları nasıl oluyor da farklı zamanlarda farklı bölgelere göre farklılaşabiliyor? Bunun cevabı basit. Bahsi geçen tebliğe göre tarifede belirtilen fiyatlar üst hadlerdir. Yani oteller çeşitli kampanyalar ile zaman zaman daha düşük fiyatlar belirleyebilirler. Bu tamamen işletmenin tasarrufundadır. Yine bilindiği üzere tacir yardımcısı olarak adlandırılan ve tacirin ticari faaliyetinin devamında etkin rol oynayan kimselerle yapılan anlaşmalar da fiyatlandırmaları etkileyebilecektir. Anladığımız kadarıyla malum olayda otel yetkililerini hataya sürükleyen husus da bu oldu. Otel işletmesi konuyla ilgili detaylı bir izahat yapmadığından ve de otel işletmeciliği kompleks ve kendine has dinamikleri olan bir alan olduğundan ötesindeki tahminlerimiz niyet okuyuculuğuna girer. Bu nedenle biz işin tüketiciyi ilgilendiren yönüne bakmak isteriz.
Yaşanan somut olayda otel işletmesinin çok ciddi hatalarının olduğunu yeniden belirtelim ve tüketicinin durumunu ele alalım:
-Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna göre sözleşmede öngörülen koşullar, sözleşme süresi içinde tüketici aleyhine değiştirilemez. Yine tüketiciden talep edilecek her türlü ücret ve masrafa ilişkin bilgilerin, sözleşmenin eki olarak kâğıt üzerinde yazılı şekilde tüketiciye verilmesi zorunludur. Uzaktan iletişim aracıyla kurulan sözleşmelerde ise, bu bilgiler kullanılan uzaktan iletişim aracına uygun şekilde verilir. Bu bilgilerin tüketiciye verildiğinin ispatı sözleşmeyi düzenleyene aittir. Biz zannetmiyoruz ki tüketici ile kurulan sözleşmede Türk vatandaşı olduğunun anlaşılması halinde kendisinden ekstra ücret alınacağına dair bir bilgilendirme söz konusu olsun. Velev ki bu yönde bir bilgilendirme olsa bile bu açıkça ayrımcılık yasağı ihlali olacaktır. Bu nedenle tüketici ile kurulan ilk sözleşme geçerlidir. Bu anlamda tüketiciden ‘milliyet farkı’ adı altında talep edilen ücret yasal değildir.
-Tüketici eğer ki bu şekilde isimlendirilmiş bir ücreti ödemek durumunda kalırsa ‘milliyet farkı’ olarak isimlendirilen bir hizmet söz konusu olamayacağından, yani tabiri caizse bu para hava parası olacağından tüketici bu meblağı, meblağın miktarına göre Tüketici Hakem Heyetinden veya dava ve takip yoluyla geri alabilir. Bilindiği üzere 2024 yılı için 104.000 TL’nin altındaki tutarlarda Tüketici Hakem Heyetine müracaat zorunludur. Bu gibi olaylarda ihtilafın miktarı kuvvetle muhtemel 104.000 TL’yi geçemeyeceğinden tüketicilerimiz; kendilerinden ‘milliyet farkı’ adı altında para alındığını ancak bunun karşılığında herhangi bir mal veya hizmet sunulmadığını öne sürerek ödedikleri paranın faiziyle birlikte iadesini talep edebilirler. Bilindiği üzere Tüketici Hakem Heyetine e-devlet portalı üzerinden kolaylıkla müracaat edilebilmektedir.
-‘milliyet farkı’ gibi bir ibare ile alınan ücret açık ve net bir şekilde ayrımcılık yasağı ihlalidir. Bu konuda vatandaşlarımız tihek.gov.tr URL adresli portal üzerinden maruz kaldıkları ayrımcılığı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumuna (TİHEK) taşıyabilirler. TİHEK, resen veya talep üzerine tarafları uzlaşmaya davet edebilir. Uzlaşma, insan hakları veya ayrımcılık yasağı ihlali olduğu iddia olunan uygulamaya son verilmesi veya mağdur açısından bu sonucu sağlayacak çözümleri içerebileceği gibi mağdura belli bir tazminatın ödenmesi biçiminde de olabilir. (Dikkat: TİHEK size tazminat ödenmesine karar vermez. Tazminat tarafların uzlaşma şartları içinde yer alabilir.) TİHEK, ayrımcılıkla ilgili hususları tespit etmeye ve ilgilisine idari para cezaları vermeye yetkili bir kuruluştur.
-Ayrımcı bir uygulamaya maruz kalan kişi maddi zararının yanında manevi olarak hor görülmesi ve yıpratılması karşılığında manevi zararının giderilmesini de talep edebilir.
-Haksız bir fiyatla karşı karşıya kaldığını düşünen vatandaşlarımız CİMER üzerinden bir bilgi edinme müracaatı yaparak (ilgili kurum-kuruluş olarak Kültür ve Turizm Bakanlığını veya o yer valiliğini göstererek) hizmet aldığı otelin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne beyan ettiği tarife ile kendisinden alınan ücretin karşılaştırılarak fazla ödemiş olduğu bir ücret olup olmadığını sorabilir. Gelecek cevaba göre de saydığımız diğer başvuru yollarını şekillendirebilir.
-Yine Kültür ve Turizm Bakanlığının ihbar hattı olan ALO 176 veya alo176.gov.tr URL adresi üzerinden şikâyet kaydı oluşturulabilir. Ancak delil niteliğindeki evrakın sisteme daha kolay yüklenebiliyor olması nedeniyle biz vatandaşlarımıza CİMER sistemini kullanmalarını öneririz.
Bizlere şöyle seslendiğinizi duyar gibiyiz: “Tamam da artık hiçbir otel işletmesi böyle bir hataya düşmez. Bize fark ettirmeden bizden alınacak fazla ücreti nasıl tespit edeceğiz?”
Bunun yolu bilinçli tüketici olmaktan geçiyor. Bilinçli tüketici satın alacağı mal ve hizmetin fiyat, kalite ve performans dengesini muhakkak gözetir. Bu anlamda ilk gördüğü mal ve hizmete yönelmek yerine yapacağı araştırmaların ve karşılaştırmaların sonucuna göre hareket eder. İşte bu şekilde bir tespiti ancak daha mal ve/veya hizmeti satın almadan önce yapabilirsiniz. Nitekim tüketicinin bu yönde yapacağı basit araştırmalar bile tüketiciye pek çok fikir verecektir ve onu koruyacaktır.
Yazımızı Mustafa Kemal ATATÜRK’ün şu sözleri ile bitirmek isteriz: “Dünyanın bize saygı göstermesini istiyorsak, evvelâ bizim kendi benliğimize ve milliyetimize bu saygıyı hissen, fikren, fiilen, bütün iş ve hareketlerimizle gösterelim. Bilelim ki, millî benliğini bulmayan milletler başka milletlerin avıdır.” (Atatürk’ün S.D. 11, s. 143)2
Kaynaklar:
1.https://www.tihek.gov.tr/antalyadaki-bir-otel-tarafindan-milliyet-farki-karsiliginda-ek-ucret-talep-edilmesi-iddialarina-iliskin-basin-aciklamasi
2.https://atam.gov.tr/milliyetcilik-milli-birlik-ve-beraberlik
Av. Recep Alper YILMAZLAR
TÜKONFED Hukuk Komisyonu Üyesi
Bir yanıt bırakın